4 Eylül 2013 Çarşamba

Sen iyisi mi öyle "nasılsın, merak ettim" gibisinden saçmalıklarla dönme bana. Efendi efendi çek git. Çünkü etrafa baktığımda terkettiği sevgilisinin halini hatrını sormak babında unutulmamak adına "naber, nasılsınlar" saçan kişileri görüyorum.Sen onlardan olma, güzel geldin, güzel git. Hani şimdi "umrumda değilsin" tavrı da sergileyebilirim ama sana umrumda değilsin demek haddime değil, seviyorum seni nihayetinde. Efendiliğimi bozamam ben, benim için "çok küfrediyor" diyorlar sonra. Ama ne yaparsan yap o bahsini ettiğim kişilerden olma, kaliteli insansın sen, gitmeyi bildin susmayı da bil. "Seni tanımak güzeldi" filan demiştin, küfredicektim ama aklıma saçların geldi. Ellerin geldi, gözlerinin içindeki yıldız tanecikleri geldi. Neyse, aklıma kalbin geldi, sevdiğim şeyleri kırmak istemem ben. O yüzden lütfen..Efendi efendi yürü git.Küfür ettirme insana...

Kuzey
Söylesene. .!
HANGİ SÖZÜM KIRDI SENİ BE GÜLÜM
Hangi yalanlar arasında unuttun Rabbin varlığını. .
Hangi yalan unutturdu benim Kul Hakkımı . .
Hiç düşünemedin mi .. . benimde bir kalbimin hayatımın sevdiklerimin olduğunu. .
Hiç düşünemedin mi . . ahın gelip hayatının tam orta yerinden vurabileceğini. . tam da benim vurulduğum yerden . . .
TAM 12 DEN . . Bekle. . Benim dikenli bir tel gibi yuttuğum . .. hergün canımı acıta acıta yutkunduğum Sabır gibi. . BEKLE. . Dedimya şimdi sahne senin . . .Ben sıramı bekliyorum. . .Yalanların Yılan gibi sana dolanacağı günü sabırla . . .kanayarak bekliyorum. . Hak benimse Helal etmiyorum Helal etmeyeceğim..
Hiç göremediğim ama daima hissettiğim gözlerinden bir yudum nefes alıp sana yazıyorum yine.Yürek mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda,Sen ve ben. İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı. İmkansızlığın içinde, yokluğun acı nefesinde " sevgiyi " soluyan iki yürek..Boşver be suyla ateşin, geceyle güneşin birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsa da aldırma.Biliyormusun yağmuru dilenen kuru toprak gibi her sabah hiç bilmediğim nefesini soluyorum ben.Güneşi bekleyen kuru yaprak gibi akşam kızıllığında gelecekmişsin gibi hep seni bekliyorum...
Gittin... Ben arkandan sadece baktım..Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardıki.. "Gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini..Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve birdaha kimse hiç kimse yakamayacak. Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi. O karanlıkda yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana. KONUŞAMADIM.... Gittin... Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım. Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu, bacağımı bukadar acı duymazdım..Acım yaş olup akmaliydi gözlerimden.. AĞLAYAMADIM... Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa. Tutkum seninle olmakdı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle, sadece seninle paylaşmaktı. ANLATAMADIM... Gittin... Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden..Ellerim değilmiydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperirdin yine biliyorum..Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini, gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.. TUTAMADIM.. Gittin... Bir yıkım gibiydi gidişin..Sen adım adım uzaklaşırken benden, çöküp kaldı bedenim olduğu yere..Nice terk edişlere dayanan bu yürek bu kez yenilmişti..Bukadar zayıf değildim ben, kalkmalıydım..KALKAMADIM.. Gittin... Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum..Hazırdım gidişine..Kaçak zamanları yaşıyorduk..Zaman bitecek ve sen gidecekdin..Bense gidişinin ertesi günü hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacakdım.BAŞLAYAMADIM. Gittin... Birşey söyledinmi giderken? 'Kal' dememi istedinmi? Son birkez 'Seni Seviyorum' dedinmi? 'Bekle beni, Döneceğim' diye umut verdinmi? Beynim öylesine uğulduyorduki.. DUYAMADIM... Gittin... Nereye gittiğin önemli değildi..Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de fark etmiyordu..Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu..Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım..KURTULAMADIMM.. Gittin... Unutulanların arasına katılmalıydın..Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım.. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim..YAPAMADIM... Gittin.. Bir okyanusun ortasında, tek küreği kaybolmuş sandalda dev dalgalarla boğuşan denizciyim şimdi..Bilki sevmekten vazgeçmedim seni..Bilki seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde..Bilki Seni UNUTMADIM..UNUTAMADIM
Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En yakınından uzaklaşıyorsun. Yapabildiğin en iyi şeyin, yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun. Herkesten saklasan da, gizlesen de tükeniyorsun. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imajı var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa, düzeliceksin gibi geliyor. Ama o kadar çok yenilgiye uğradın ki sevmede, değer vermede, bir yanın hep kimseye güvenme diyor. O yanına yenilmeye başladığın zaman, asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiği anlar oluyor. Ve benim kalbim akılımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yokta, aynı önemi, ilgiyi, sevgiyi, değeri göremeyince başlıyor asıl sorun. Asıl sorunlar, asıl canını yakanlar oluyor. Birde yitirdiklerin var, dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin. Hani her şeyde derler ya ”hayat devam ediyor” aynen öyle. Ne giden geri geliyor, ne kalanlar değerini biliyor, ne yerin, nede kıymetin değişiyor. Sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun, hissizleşiyosun. Ama gerçekten de bir gün aklım bu savaştan üstün çıkarsa, o zaman tam anlamıyla sevdiğim insanlar, tam anlamıyla soğukluğu tadacaklar.
Çok hata yaptım, şimdiye kadar. Tarifi zor, dönüşü imkânsız. Ders aldıklarım oldu, almaya vakit bulamadıklarım da. Duyduklarım doğruysa zaferlerim olmuş. Ahımı alanlar hala ödüyormuş. İyi ki yapmışım dediğim şeyler var, aynı zamanda keşkelerim de... Engellemek istediğim başlangıçlar da var. Unutmayı yürekten dilediğim kişiler ve zamanlar var. Unutmadığım ama elbet bir gün unutacağım dostlarım var. Hayatımdan seneler, aylar çalan insanlar var... Hafızamdan silmek istediğim görüntüler var, silemediğim sözler var, duymamış olmayı dilediğim ama duyduğum, kiminin gözüne sokmak istediğim gerçekler var, ama bende saklı halâ içim kanaya kanaya güçlü olduğum anlarım var...
Uğruna verdiklerim, sonunda seni aşık etti. Ve beni hiç kimseye benzemediğim için severken, ötekilere neden  benzemiyorum diye terk ettin. Şimdi yaşananlar mı daha acı yoksa yaşanacaklar mı? Aşk, acının dolaylı tanımıymış; geç öğrendim.

K.Tazeoğlu